12 Ekim 2014 Pazar

Çay ve bugün.





Ya Cahit Zarifoğlu gibi: " Oturdu mu bir masaya / Hakkını verir çay içmenin!" veya, Cemal Süreya gibi bir bardak çayi iki tane söyleyip; "İki çay söylemiştim oradan birisi açik!..." çayin birini kendi yerine, diğerini sevgilinin yerine içen.. Herneyse, çay çay rengidir, çay, aşkın rengidir. Hem kahverengi var da, çay rengi neden olmasın? Kahveye nazaran, çay varsa, umut da var demektir. Çay ki, öğrencilerin ve aşıkların resmi içeceği, çay ki, dertlilerin mazotudur. Bir başka deyişle; çay, henüz herşey bitmedi demektir. Unutmamalı ki: Bir bardak çay da, o var diye var. O var olmasaydi, bütün varlar yok oluverecekti.

Ne içtiğin kadar kimin için içtiğin de önemli elbette. Kendi için namaz kilar insan, kabul olmaz. Allah rızası için, aşk ile, şevkle çay içer, ibadet yerine geçer. Allah kabul etsin :)

"Azıcık sever, azıcık okur ve azıcık da çay içersek güzel insanlar olacağız..."



Not; Peki bugün neden çay? Gündemi yoğun güzel yurdumun, ve yeniden özne olmanın ergenlik sivilcelerini çıkardığımız şu günlerde; "Her şeyimizi kaybedebiliriz, her şeyi tekrar kazanırız, , kaybettiğimiz her şeyi yeniden inşa ederiz, ama ne olur aşkımızı kaybetmeyelim, gönülden gönüle konuşmamızı kaybetmeyelim."