24 Şubat 2013 Pazar

Varlık ve Yokluk


   Varlığın çokluğu nisbetinde yolculuk zor, ölüm ürkütücü. Düşünsenize bir onca mal mülk edinmişsiniz onca çalışıp kazanmışsınız sonra da onları sahip(!)lenmişsiniz ecel gelince nasıl bırakıp gider insan?!.. Hayata sarılmalar öyle çok ki onun zıddı olan ölüm hiç akla gelmemiş varlığa öyle alışılmış ki yokluk akıldan silinip gitmiş... Hani yükü hafif olanların yolculuğu da kolay olurdu?!..


   Iskender Pala'nın söylediği gibi ; "İşin özü ve özeti şu: Ecel geldiğinde terk edecek ne kadar az şey var ise “lebbeyk!” diyerek ölüme o derece çok kucak açılabilir. O halde varlığınız çoğaldığı oranda onu hayır yolunda azaltınız ki yolculuklarınız kolay olsun!.. Çokluğun derdi elbet çok olur; yokluk kapısında nefis de yok olur. "


Yunus ne güzel söylemiş:
Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.

15 Şubat 2013 Cuma

Nabi'den..



"Lâzım gelirdi serv ü çınar ola meyvedâr. Fazl ü hünerde medhâli olsa kıyâfetin..."
Ilk bakışta okuyunca pek anlaşılmıyor öyle değil mi ? Bu sene Unesco tarafından da 300. ölüm yıl dönümünü kutlanan Nabi'nin eserlerini her yeniden incelediğimde başka bir özelliğiyle hemhal oluyorum. Gerçekten 24 ayar bir şairdir o... Sözü de fazla uzatmadan yukarıdaki dizenin manasını yazmaya çalışayım;

"Selvi ve Çinar ağaçlarının meyve vermesi gerekirdi eğer kılık kıyafetin veya büyüklüğün, iriliğin bir faydası olacak olsaydı." Onlar meyve vermez de kısacık vişne ağacından neler alırsın. Çünkü hikmet büyük görünmekte, kibirle kendini şişirmekte değil, fazilet ve ahlaktadır, ilimdedir...

10 Şubat 2013 Pazar

Odunun doğrusu...



   Bir gönül adamı, çocuklarının ateş yakmak için kesilen odunlar arasından düzgün olanlarını ayırdıklarını görünce, onlara bunun sebebini sormuş. Çocukları:
   

"Onlardan balta ve keser sapı yapabiliriz", diye cevap vermişler. "Bu yüzden yakmayıp ayırıyoruz." Gönül adamı, lâfı gediğine koyarak:

   "Odunların doğru olanları bile kendini ateşten kurtarıyor", demiş. "Ya insanların doğru olanları nasıl nimetlere nail olurlar,siz düşünün."

4 Şubat 2013 Pazartesi

"Sen sürüleri gönlüne bağladın, benimkiler ahırda duruyor."


Dönemin çok zengin tüccarlarından Imam-ı Azam'ın yine kendi gibi varlıklı bir öğrencisi çok para kazanmış, ama gönül dengesi bozulmuş. Birgün diyor ki "Ya Imam, sizin ibadetinize hayranım, doyamadığınız ve aldığınız keyif belli, size benzerdi benim ibadetim ama üç beş kuruş kazandım, sürülerim var aldığım keyif gitti namazda kendimi tam Rabbime veremiyorum. Imam-ı Azam cevap veriyor; "Evlat sen sürüleri gönlüne bağladın, benimkiler ahırda duruyor."

 Varlığımız varsa elde olacak, akılda gönülde değil.  Islamiyette paranın yeri ceptir...


Sevgi ve Saygılarımla..